SİYASET VE DEMOKRASİ
SİYASET VE DEMOKRASİ
En acil önceliğimiz siyasetin değişimidir. Siyaset değişmedikçe mevcut toplumsal kutuplaşma aşılamaz, siyasetin sorun çözme kapasitesi artırılamaz. Bir şöhretler kadrosu kurarak siyasi başarı elde etme devri bitiyor. Zaten siyasetçinin şöhretini artırmak ve siyasi hayatını olabildiğince uzatmak üzerine kurulu bu yöntemle bugünün sorunlarına çözüm de üretilemiyor. Türkiye’de yaşayan her kesimin ortak bir paydada buluşabileceği; huzur, barış ve refaha öncelik veren yeni bir dil ve söylem geliştirmek istiyoruz.
Katılımcı ve kaliteli demokrasi için geleneksel temsile dayalı süreçleri aşan hızlı yatay karar alma süreçlerini inşa etmeliyiz. Toplumun geleceğini ve günlük yaşamını doğrudan ilgilendiren siyasal karar alma süreçlerine vatandaşların doğrudan katılabiliyor olması gerçek ve kalıcı bir demokrasi reformuna dönüşecektir. Örgütlü ideolojik çevrelerin dışında kalan geniş bir toplum kesimi (Sessiz Çoğunluk) sesini duyurma ve menfaatlerini koruma imkânlarından mahrumdur. Bir şöhretler kadrosu kurarak siyasi başarı elde etme devri bitiyor. Mevcut lider merkezli otoriter siyaset tarzından rahatsız olan bu geniş kitle siyasette seyirci olmanın ilerisine geçmelidir.
YENİ SİYASET İHTİYACI
Eski korkularımız, önyargılarımız, ezberlerimizle hem dış politikada hem de içeride kendi yurttaşlarımızı kategorize ediyoruz, kutuplaştırıyoruz, kamplaştırıyoruz. Kutuplaşma ve kamplaşma üzerinden kendisini şekillendiren siyaset, sonuçta toplumda sadece gerilimi tırmandırıyor.
Oysa kangrenleşmiş sorunlarımız var, can yakıcı sorunlarımız var. Bunların çözümü konusunda siyasetin önce kendisini değiştirmesi gerekiyor. Siyasetçi topluma güven vermeli. Toplumun siyasetçiye güvenini artıracak şey çözüm odaklı siyaset yapma kapasitesidir. Eğer sorunlarımızı konuşursak, sorunlarımızı çözmeye odaklı siyaset yaparsak hem kavgayı bitiririz hem de yıllardır çözemediğimiz sorunlarımızı kolayca çözebiliriz.
Türkiye’de siyasetin değişime ihtiyacı var, önyargıları, ezberleri, korkuları aşma konusunda siyasetin topluma öncülük yapmasına ihtiyaç var. Türkiye’de siyasetin değişiminin önündeki engellerden biri siyasetin finansmanıdır. Bir yerlere bağımlı ve birilerine borçlu biçimde siyaset yapılması, toplum yararının önündeki en büyük engeldir. Kamu yararını değil, toplumun ortak çıkarını değil, haksız kazanç elde etmeyi alışkanlık haline getirenleri siyasi partiler korumak zorunda kalıyorlar. Kişisel kariyer hesapları ve parti fanatizmi ne yazık ki ülke sorunlarının önünde ve üzerinde yer alıyor. Oysa partiler toplum için vardır, Parti çıkarları toplumun ve ülkenin ortak çıkarlarının üzerinde asla olamaz ve kimsenin kişisel kariyer hesabı ülke sevgisinin üzerinde bir yere konumlanamaz.
Kendi sorununu çözemeyen siyasi partilerden bizim sorunlarımızı çözmelerini bekleyemeyiz. Sorunlarımızın acilen çözülmeye ihtiyacı var. Bunun için de toplumun siyasetle kurduğu bu ilişkinin değişmesi gerekiyor. Toplum eğer gerçekten küçük hesaplarla değil, çocukları için, yarınları için, ülkenin geleceği için siyaset üzerinde bir irade sağlarsa, kesinlikle siyaset de kendisine çekidüzen verecektir.