Ezberci eğitim ve geleneksel yöntemler geride bırakılmalı, çağdaş, bireyi merkeze alan, çoğulculuğu ve demokrasiyi içselleştiren bir müfredata sahip, ihtiyaçlara cevap olan ve en önemlisi bilimsel boyutu güçlü yeni bir modele geçilmelidir.
Türkiye’nin eğitim politikaları; eleştirel düşünme becerisini kazanmış, teknolojiyi doğru şekilde kullanan, ilgi ve yeteneklerinin farkına varmış ve en önemlisi yurttaş bilinci olan özgür bireyler yetiştirmek temelinde yeniden yapılandırılmalıdır.
Eğitim hakkı, vazgeçilemez bir insan hakkıdır ve hiçbir gerekçeyle engellenmesine müsaade edemeyiz. Eğitimin ideolojik amaçlar yerine toplumsal dayanışma ve yurttaşlık bilincine dayalı, temel hak ve özgürlükleri önemseyen, bilimin ve sanatın gelişime açık bir yapıya kavuşması hedeflenmelidir. Eğitim, sosyal güvence altına alınmalı ve imkânı olmayan herkesin eğitim giderleri her kademede kamu kaynakları ile karşılanmalıdır.
İSTİHDAM ÖNCELİKLİ EĞİTİM
İş gücü piyasasının gerekleri ve nüfus doğrultusunda kalifiye eleman yetiştiren yükseköğretim kurumlarının arttırılması gerekmektedir. Bugün her kente üniversite politikasının sonucu olarak mezun enflasyonu yaşanmaktadır.
Her kentte bulunan üniversitelerin bölge üniversitelerine bağlanarak ihtisas bölümlerinin adil bir şekilde paylaşılması sağlanmalıdır. Düşük kapasiteli vakıf üniversitelerindeki kontenjanlar minimum düzeye düşürülerek kamusal eğitimin güçlenmesine imkân verilmelidir. Eğitimde politikaları, bölgesel farklar ve dinamikler doğrultusunda yapılandırılarak fırsat eşitliğine katkı sağlanmalıdır.